ağlatmadan uyku eğitimi

Bebeğinizin gece boyunca uyumasını sağlamak için onu tek başına ağlamaya bırakmak ya da kontrollü ağlatma yöntemini kullanmak zorunda değilsiniz. Bunu yapmanın çok daha hassas ve sevgi dolu yöntemleri olduğunu söyleyebilirim sizlere.

Bu ara yine birçok makale görüyorum. Bu makaleler genellikle bebeklerin özellikle ilk yıllarda ebeveynleri ile birlikte uyumaya ihtiyaç duydukları ve uyku eğitiminin bebek ve çocuk psikolojisine verdiği olumsuz etkileri ile ilgili oluyor.

Bebeklerin sadece ilk bir yıl değil erken çocukluk döneminde hatta ergenlikte ve sonrasında da ebeveynlerine ihtiyaç duymalarını tartışmak bile yersiz. Bu düşünceye katılmamak mümkün mü?

Ağlatmadan Uyku Eğitimi Mümkün Müdür?

Bebeğin ihtiyaçlarına karşı duyarlı olmak ile bebeğin büyümesi ve gelişebilmesi için 24 saat içerisinde ihtiyaç duyduğu uykuyu onlara sağlamak, aslında birbirinden hiç de uzak kavramlar değil.

Her aile ve her bebeğin de birbirinden farklı olduğunu unutmamak gerekir. Bir aile seneler boyunca isteyerek çocukları ile birlikte uyumayı tercih ederken, diğer bir aile 6. aydan itibaren hatta belki daha bile erken bebeğinin odasını ayırmak isteyebilir.

Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler kitabının yazarı Tracy Hogg, güven duygusunun temelinin, ebeveynlerin bebeklerinin ihtiyaçlarına duyarlı olmakla, çocukların hislerine değer vermekle, gerçek iletişim kurmakla, sorun çıkmasın diye evden kaçarcasına gitmemekle, doyan bir bebeği/çocuğu zorlamamakla ve tutarlı olmakla atılabileceğini vurgular.

Eğer bunları yapmıyorsanız bebeğiniz ile aynı odada ya da ayrı odalarda uyumanızın güven oluşturmaya bir katkısı ya da zararı olmaz.
Uyku konusuna geri dönecek olursak uyku bebeğiniz için yaşamsal bir önem taşır. Maalesef birçok ebeveyn uykunun çocuk gelişimi üzerindeki bu önemli etkisinden habersizdir.

0-3 yaş döneminde bebekler gece ortalama 10-12 saat uyumaya ihtiyaç duyarlar. 6. aydan önce bu uyku süresi doğal olarak beslenme ile birçok kez bölünürken, 6. ay ve daha sonrasında ise bu sürenin kesintisiz şekilde olması bebeğin gelişiminde önem arz eder.

Uyku sanıldığının aksine asla bir pasif dinlenme hali değildir. Bebekler gündüz öğrendikleri tüm bilgileri uykularında pekiştirirler ve bu bilgileri yine uykudayken hafızalarında depolarlar. Uykusunu alamayan bir bebeğin motor becerileri gelişmez, bu bebeklerde önce iştahsızlık ve huzursuzluk başlar. Yine ihtiyacı olan uykuyu alamayan bir bebek keşfetmek ve öğrenmek istemez.

Peki ya biz ebeveynlere neler olur?

Sadece bir gün yaşadığımız uykusuzluk bile sağlıklı düşünmemizi engellerken, kronik şekilde yaşadığımız uykusuzluk aile içi tartışmalara neden olur, çalışıyorsak iş yerinde verimsizlik yaşamaya başlarız. Kendimizi tükenmiş ve mutsuz hissederiz.

Uykusuzluğun en kısa vadede bizlere verdiği en olumsuz etki ise bebeklerimize karşı tahammülsüz olmamızdır. İnanıyorum ki herkes bebeklerin özellikle ilk yıllarda en çok ihtiyaç duyduğu şeyin kaliteli ilgi, sevgi ve yakınlık olduğu konusunda hemfikirdir.

Peki uykusuz ve tahammülsüz bir anne, çekirdek ailelerin bu kadar yaygın olduğu günümüz modern toplumunda gün içerisinde bebeğin ihtiyacı olan sevgi ve ilgiyi bebeğine ne kadar gösterebilir?

Bebekleriniz ile aranızdaki güven bağını zedelemeden, yanında kalarak, onu okşayarak, ona uyumayı öğretmeniz mümkündür. Uyku eğitimi dediğimiz şey sadece bebeğinizi yan odada tek başına ağlatmak demek değildir. Bu sebeple ağlatmadan uyku eğitimi tamamen olmasa da mümkün diyebiliriz.

Eğer bebeğinizin uykusu ile ilgili problemler yaşıyorsanız, gece emzirmelerinin nedeninin artık açlıktan değil sadece alışkanlıktan kaynaklandığını düşünüyor ve artık uykusuzluktan dolayı kendinizi tükenmiş hissediyorsanız, bebeğinize sağlıklı uyku alışkanlıkları kazandırmak için bebek uyku eğitimi çalışmalarına başlamanız gerekiyor demektir.

Doğal ebeveynliğin en önemli savunucularından Dr. Sears ve Aletha J. Solter de eğer tercihiniz bu yönde ise gece boyunca meme alışkanlığından uyanan bir bebeğin daha uzun süre uykuda kalmasını sağlamak ve bu alışkanlıktan vazgeçirmek için onun yanında kalarak, onu sevip, okşayarak ancak ağlasa bile emzirmeden uyutabileceğinizi söyler.

Ağlatmadan uyku eğitimi cümlesi hiç ağlamadan uyuyan bebeği ifade etmez ağlamak bebeğin dilidir, bilmediği yeni bir duruma alışırken kısa süreli verdiği bir tepkidir sadece. Ancak bunu asla çaresiz ve yalnız bir şekilde yapmaz.

Solter, ağlamayı aslında içinde biriken negatif enerjinin dışa vurulması olarak ifade eder. Doğal ebeveynliğin savunucuları ağlamaya karşı değildir, ağlamak bebeklerin dilidir. Ancak bebeğin odasında uyumayı öğrenmesi için tek başına ağlamaya bırakılmasına benim gibi hassas yöntemler kullanan uyku danışmanları gibi karşı çıkar.

Unutmamak gerekir ki, ihtiyacı olan uykuyu alan bir bebek önüne çıkabilecek her türlü engelle duygusal yönden daha iyi baş edebilir. Lütfen bebeklerimizin bir bebek olduğunu unutmayalım. Bebekler ihtiyaçları olan düzeni kendi kendilerine oluşturamazlar. Bunu oluşturmak yine biz ebeveynlerin görevidir.

Uykusuzluk anne olmanın getirdiği ve mutlaka katlanmanız gereken bir durum değildir. Yukarıda da vurguladığım gibi bunu sağlamanın hassas ve sevgi dolu yöntemleri de vardır.

Sevgilerimle,
Güliz G. Özsaruhan
0-3 Yaş Bebek Uyku Danışmanı