The American Academy of Pediatrics’in verileri bizim için önemlidir çünkü söylediklerimizi kendi bakış açımıza ya da düşüncemize göre değil bilimsel kaynaklara dayandırmış oluruz. Yine de her bebek ve çocuğun ihtiyaçlarının farklı olduğunu tabi ki unutmadan. Bu rakamlar bize referans olur. Ama en önemli rehber bebeklerdir. Eğer bir bebek uykuları arasındaki süreyi mutlu ve huzurlu geçirebiliyorsa, sabah mutlu uyanıyorsa demek ki uyuduğu süre ve miktar ona yetiyordur. Yoksa veriler söylüyor diye bebekleri bir programa oturtmaya çalışmayız ya da eksik veya yanlış bir şeyler olduğunu belirtmeyiz🙏

Ebeveynlerin uyku işaretlerini ve açlık sinyallerini takip edebilmeleri son derece önemli ama bende dahil olmak üzere ilk anne olduğumda bu işaretlerin ne olduğunu bilmiyor, anlamıyor ve fark edemiyordum. Bu konuda aileleri bilgilendirmek de çok önemli.

Anne olmak tecrübe ve zaman ile gelişen ve değişen bir olgu bana kalırsa. Bebeğin ve ailenin duygusal zindeliği, evin enerjisi, dinamikleri uyku düzeninin nasıl şekilleneceği konusunda çok önemli.

Uyku eğitimi çok yanlış anlaşılan bir konu. O nedenle uyku düzeni oluşturma dersem belki daha doğru olacaktır. Uyku düzeni oluştururken bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşırız ve yaklaşmalıyız da.

Bana kalırsa uyku düzeni oluşturmak, uyutma şeklini değiştirmek anne ve bebek arasında yeni ve güçlü bir bağın oluşmasına da katkı sağlıyor.

Anneler bebeklerini (emzirme-sallama vb) dışında başka şekillerde nasıl rahatlatabileceklerini, bebeklerini nasıl sakinleştirebildiklerini keşfediyorlar. Çünkü bazı bebekler saçlarının sevilmesinden, bazıları karnına elinin konmasından bazıları yanağına değilmesinden, bazıları ninni ile, bazıları elleri tutularak, bazıları biraz mesafe tanınarak vb. rahatlayabiliyor ve sakinleşiyorlar. Burada bebeğin/çocuğun mizacı devreye giriyor. Ailelere bebeklerini dinlemeleri ve gözlemlemeleri konusunda farkındalık kazandırmaya çalışıyoruz. Bu da aslında empatik ebeveynlik kavramından pek farklı değil yanılmıyorsam.

Dinamik akış içindeki değişimlere geldiğimizde tabiki bebekler hasta da oluyor, gazı da oluyor, anne-babasını yanında da istiyor ve gelişimsel olarak değişiyor ve büyüyorlar. Bu çok normal. Üstüne basa basa her yerde ve her zaman söylediğim şey bebekler robot değiller. Tabi ki gece de uyanacaklar ve ebeveynlerini yanlarında isteyecekler. Bunlar her zaman olacak. Bunlar uyku düzeni oluşturmanın önünde bir engel değil.

Uyku hepimizin yaşamak için olmazsa olmazı ve bence en güzel ve en keyifli şeylerden biri. Bizler de hasta olduğumuzda uykularımız bozulur veya bazen daha yorgun olur daha erken uyumak isteriz çocuklar da aynı şekilde. Aslında yaptığımız şey ebeveynlerin bu işaretleri görmelerini sağlamak ve uykunun temel prensipleri konusunda ailelere farkındalık kazandırmak.

Yine de rutinler bebek ve çocukları güvende hissettiren şeylerdir. Bu bazı ailelere uyar veya uymaz o da ayrı bir konudur. Ama sağlıklı ve verimli bir uykunun hepimiz için zihinsel, fiziksel ve duygusal yararları tüm çevrelerce kabul edilir. Ebeveynler olarak bizim görevimizin çocuklarımızı dinlemek, gözlemlemek, duygusal ihtiyaçlarına hassasiyet ve duyarlılıkla yaklaşmak ve yaptıkları davranışa odaklanmaktansa bu davranışa sebep olan kökeni araştırmak olduğuna yürekten inanıyor ve uyku konusunda da bu bakış açısıyla ilerliyorum. Bunların yanında ebeveynler olarak bir diğer görevimizin onlara sağlıklı uyku alışkanlıkları kazandırmak ve uykuyu sevdirmek olduğunu düşünüyorum