calms yöntemi

Yeni doğan ve tüm Bebekleri sakinleştiren bir Yöntem: CALMS

Bebeğiniz uzun süredir ağlıyor. Onu emzirdiniz, altını değiştirdiniz, salladınız, emzirmeye çalıştınız, biberon verdiniz, ninni söylediniz… Ama hiç biri işe yaramadı… Bebeğiniz hiç durmadan avazı çıktığı kadar ağlıyor. Ve sözün bittiği yer, başka bir numaranız da kalmadı.

Size de tanıdık geliyor mu?

Sanıyorum ilk kez anne olan herkes bu durumu özellikle bebeği henüz daha bir yeni doğanken birçok kez deneyimlemek zorunda kalmıştır.

Bu konuyla ilgili her gün birçok anneden e-mail alıyorum. Bebeğimizi susturamıyoruz ki uyutalım, onu uyutmak için ne yapmalıyız? Bazen hiçbir şey işe yaramıyor.

Özellikle bu yeni dönemin daha önce yaşadığınız bütün deneyimlerden farklı olduğunu, sanıyorum siz de hissediyorsunuz. Bir tarafta uykusuzluk, bitkinlik ve şaşkınlık; diğer bir yanda ise o küçücük varlığa hissettiğiniz o büyülü duygu. Ve omuzlarınızda buram buram hissettiğiniz sorumluluk hissi.

Üstelik yeni anne olanlar, o küçük varlığa hissettikleri o büyülü duygunun her geçen gün katlanarak artacağından da habersiz. Çevrendeki herkes öyle olacağını bile söylese yok hayır, yaşamadan insan tam olarak annelik duygusunu hangi kategoriye yerleştireceğini ilk günden kestiremiyor. Bence hiç de yerleşmiyor zaten. O duygu gün geliyor, o ana kadar yaşadığın tüm anları ve hissettiğin tüm duyguları yerle bir ediyor, bambaşka bir şey oluyor.

Gelelim hastaneden eve dönüş zamanına… Yeni anne olanlar için hastaneden bir bebekle eve gelmek çok farklı bir deneyimdir gerçekten. İtiraf etmeliyim ilk zamanlar benim için biraz gerilim, biraz tradeji ve biraz da komedi barındırıyordu içinde. 2 gün hastanede kaldıktan sonra Pars’ı da alıp evimize gelmiştik. 9 ay boyunca beklenen o müthiş an gelmişti ama ben maalesef kendimi o kadar da iyi hissedemiyordum.

Hastanede hissettiğim rahatlık ve güven duygusu bir anda kendini bir karmaşaya bırakıvermişti. Bir bebekle ne yapacağım hakkında ise hiçbir fikrim yoktu. Ürkek, yorgun ve şaşkındım.

Oysa “Bebeğinizi beklerken sizi neler bekler” tadında birkaç kitap da okumuştum kendimi hazırlamak için ama. Bende miydi gariplik bilmiyorum. Her birkaç saatte bir emzirmek, günde sadece birkaç saat uykuyla yaşamaya çalışmak ve bunun ne zaman sona ereceğini bilememek, üstüne bir de deneyimsizliğin getirmiş olduğu yetersizlik hisleri bana fazlasıyla ağır geliyordu…

Şimdi söyleyebilirim ki o günler geride kaldı. İlk aylarda hatta ilk bir yıl boyunca gitgide azalarak hissettiğim ürkekliğim şimdi yerini bir gülümsemeye bırakıyor. Şuanda geleceğe ışınlanarak aynı duyguları hissedeceğinden emin olmak isteyen bir çok anne olduğunu biliyorum. “Ya hiç geçmezse, ya hiç düzelmezse, bu bebek ya hiç uyumazsa”

Bu duygular evrensel Sevgili Anneler. Merak etmeyin hepimiz aynı şeyleri hissediyoruz.

Bu nedenle şimdi burada sizleri, ağlamasını durduramadığınız bebeğinizi nasıl rahatlatabileceğiniz ile ilgili Amerika’da kullanılan önemli bir yöntem ile tanıştırmak istiyorum: CALMS.

Bebeklerin özellikle ilk birkaç senesinde enerjinizi sünger gibi çeken bir enerji topu olduğunu biliyor muydunuz? Yani siz “mış” gibi yapıyor bile olsanız küçük Einstein’nız bunu yemiyor maalesef. Söze dökülmeyen tüm negatif duygularınız, onu fazlasıyla uyarıyor ve bu onda duygu patlamaları yaratabiliyor. Tabi ki bebeğinizin her ağlamasının sizin enerjinizle ilgili olduğunu söylemiyorum. Çünkü zaten yeni doğan döneminde bebeklerin yaşamları çok fazla kaotik ve karmaşık, ancak bir anne olarak birincil derecede bu olaydan sorumlu olduğunuzu da sizlere hatırlatmak isterim.

Yani aslında siz kendinize iyi bakar, kendi duygularınıza ayna olmayı başarabilirseniz, işte o zaman bebeğinizin size ne anlatmak istediğini daha net duyabilirsiniz. Böylece aslında annelik görevlerinizden birini de yerine getirmeye başlarsınız: “Ona yaşamın zorluklarına karşı baş edebilme kabiliyeti kazanmasına yardım etmeye başlamış olursunuz”

Evet, şimdi gelelim CALMS’a. Bilmeyenler için CALMS İngilizce ’de “sakinlik – sakin – sakin olmak” anlamına geliyor.

İşte detaylar:

C CHECK IN WITH YOURSELF AND CONNECT WITH YOUR FEELINGS
Kendine dön ve bak. Duygularınla iletişime geç. Hatta aynanın karşısına geç. Yorgunsun ve bebeğin ağlıyor. Ne hissediyorsun? Umutsuz mu? Yoksa başarısız mı? Bu an sana hangi başarısızlıklarını anımsatıyor? Ya da hangi anıların canlanıyor gözünde? Suçluluk duygusu?

Şimdi biraz dur ve fark et. Senin içinde hangi duygular geziniyor?

Dip Not: Farkında olmak, kabullenmeyi kolaylaştıracak.

A – ALLOW YOURSELF TO TAKE A BREATH
Duygularını fark ettikten sonra şimdi kendine derin birkaç nefes almak için izin ver. İçinde hissettiğin o duyguları bu nefesle dışarı verdiğini imgele. 1 bardak su, ayaklarını yerde hissetmek, biraz temiz hava. Bunlardan hangisi sizi rahatlatıyor?

Bazen sadece kafamızdan geçen düşünceleri yüksek sesle söylemek bizi rahatlatabilir.

“Bebeğim sana yardımcı olmak istiyorum, ama ne yapacağımı bilemiyorum ve çok çaresizim” gibi.

Dip Not: Bu yöntemleri kriz anlarında uygulamak ve pratik yapmak bir süre sonra bu konuda ustalaşmanızı sağlar.

L – LISTEN TO YOUR BABY AND WHAT HE IS TRYING TO TELL YOU
Biraz sakinleştiğinizi hissettiğiniz zaman bebeğinizin size aslında ne anlatmak istediğine odaklanmaya başlayın.

“Bana ne anlatmak istiyorsun bebeğim”
Kendinize zaman verin, vücut hareketlerini izleyin, onu neyin üzdüğünü hissetmeye çalışın.

Bunu anlamak zaman ister. Ama ilk zamanlarda bunu anlamaya çalışmanız bile bebeğiniz tarafından takdir edilecek, bu bile onun sakinleşmesini sağlayacaktır. Sessiz olun ve onu dinleyin:

“Açım, çok sıcak, çok soğuk, korkuyorum, yalnızım, canım acıyor, çok yorgunum, sakinleşmek için yardıma ihtiyacım var, beni sevmene ihtiyacım var, kollarında ağlamak istiyorum vs…

Dip Not: Bu şekilde aranızdaki bağ güçlenir. Kendini sizin yanınızda emniyette hissetmesi, zaman ilerlediğinde bu defa ne istediğini size daha rahat söyleyebilmesini sağlar.

M – MAKE CONTACT AND MIRROR YOUR BABY’S FEELINGS
Onu dinledikten sonra şimdi sıra gözlerinin içine bakmakta. Bebeğinizin hislerini aynalayın.

Ama bunu sadece sözlerinizle yapmayın. O anda var olun. Ses tonunuz ve vücut diliniz de söylediklerinizi desteklesin. Yoksa gerçekten hissetmediğiniz sürece bebeğinize ne söylediğinizin pek de bir önemi yoktur.

“Çok sinirli olduğunu biliyorum, zor zamanlar yaşıyorsun ama ben de yardım etmek için senin yanındayım, bende sinirliyim ama elimden geleni yapıyorum, biraz sakinleşirsen sana yardımcı olabilirim” gibi…

Hepimizin bildiğinin aksine “Ağlama bebeğim, geçti, geçti, çok iyisin, her şey yolunda” mesajı her şey yolunda olmadığında bebeğinizi daha çok üzer ve hatta sinirlendirir.

Bebeğiniz ne söylediğinizi anlamıyor bile olsa, ses tonunuz ve vücut dilinizden ne hissettiğinizi anlayacaktır.

Dip Not: Bu teknik aslında sadece bebeğiniz ile değil çocuğunuz büyüdüğünde de çok işinize yarar. Onun duygularını isimlendirmek ve ardından bu duyguların kabul edilebilirliği ve anlaşıldığını hissetmesi onu sakinleştirir. Hatta doğru şekilde uyarlarsanız, tüm ilişkilerinizde iletişiminizi güçlendirir.

S – SOOTHE YOUR BABY
Şimdi, bebeğinizi daha önce nasıl sakinleştiriyorsanız, onu yapın. Bezini kontrol edin, kucağınıza alın, 0-3 aylık ise kundaklayın, sallayın, ninni söyleyin, emzirin ya da biberon ile mamasını verin. Yani sizin evde işler nasıl yoluna giriyorsa onu yapın. Tüm bu denemelerden sonra eğer halen ağlamaya devam ediyorsa, kollarınızda ağlamasına izin verin. Siz sadece sessizce yanında var olun. Duygularını boşaltmaya ihtiyacı olabilir.

Son Dip Not: Bazen bebekler sadece çok yorgun oldukları için uykuya dalamazlar ve ağlayabilirler. Bebeğinizin yaşına göre iki uyku arasında uyanık kalabileceği süreyi iyi değerlendirmenizi öneririm. Her bebek özel ve farklıdır ama yeni doğan bir bebeğin iki uyku arasında uyanık kalabileceği ideal süre 45dk. ile 1 saat arasındadır.

Sevgilerimle,
Güliz G. Özsaruhan
0-3 Yaş Bebek Uyku Danışmanı